ACELE Mİ, HIZLI MI?

ACELE Mİ, HIZLI MI?

 

Evden acele ile çıkmak zorunda kaldınız mı? Çok kişinin başına gelmiştir, sizin de yaşadığınızı tahmin ediyorum. Acele çıkışların devamında sıkça şahit olunan cümleler vardır:

-Evden acele çıktım, telefonu unutmuşum.

-Acele çıktım, evrakları almayı unuttum.

-Acele çıktım, yemeğin altını kapattım mı hatırlamıyorum.

Buna benzer durumları yaşadığımız için biliriz, sabah acele etmemek için bütün hazırlıkları akşamdan yapmak gerekir. Ne giyeceğiz, çantamıza neler alacağız, sabah atıştırmasında neler yenecek sorularını önceden cevaplar, "evi de toparlayalım ki sabah onunla uğraşmayalım" gibi psikolojik etmenleri bile göz önüne alırız. Sabah yapacaklarımızı kafamızda canlandırır, sanki sabah olmuş gibi yaşanacakları önceden prova ederiz. Görünen hiç bir aksilik kalmayınca hazır olduğumuza ikna olur, planlama faaliyetlerini tamamlamanın huzuru ile sabah saatine kadar uyuruz. Sabah yaşanan süreç tam da planladığımız gibi gidince bizim için başarı hikayesi tamamlanmış demektir. Her şeyi planlayıp hızlı bir şekilde evden çıkmayı başaran adamın haklı bir gururunu yaşarız. Zira bunun adı "acele çıkış" değil, "hızlı çıkış"tır.

Acele etmek, toplumca negatif bir algı oluşturuyor.

-Acele eden ecele gider

-Acele işe şeytan karışır

-Ne acelen var? cümleleri anlatır ki, acele etmek iyi değildir.

Öte yandan hızlılık başka bir konudur. Hız, "time is money" ile başlayan önermeler dizisinin olmazsa olmazıdır. Sürümden kazanma, fabrikalaşma, seri üretim, toptan pazarlama, satış hedefleri gibi kavramların altında yatan "payda"dır zaman. Birim zamanda yapılan işi büyütmek mümkün olmuyorsa, aynı işi daha az zamanda yapmaya çalışmaktır. Hızlı olmak, bilgi, deneyim, öngörü ve planlama gerektirir. Bir örnek daha vereyim; Araba yarışlarını acele edenler değil, hızlı olanlar kazanıyor. Ve elbette bunun için uzun bir planlama dönemi harcarlar.

Peki inşaatta durum nedir?

 

  

 

Bunlar "acele"nin fotoğrafları. İki elin parmağı kadar mühendisi biraz daha çalıştırıp iyi bir planlama yapmak dururken, ikiyüz kişilik inşaat ekibini durdurup "nassı çözeceğiz bu sorunu" durumuna düşmek bıktırmadı mı kimseleri? Her geçen dakika usta yevmiyelerinin işlemeye devam ettiği o  kritik anda "acele" ile karar vermek "iş"e yarıyor mu gerçekten? Peki bu acele verilen kararların geri dönüş maliyetlerini hesaplamaya cesareti olan var mı?

Akıl almaz durumun temelinde mühendislerin planlama sürecindeki maliyetlerini kabullenememek olabilir mi?

Diğer Suat Türköz Yazıları

İNŞAATTA PRATİK ZEKA

İNŞAATTA PRATİK ZEKA Milletçe pek meraklıyız inşaat işlerine. Normalde bu yaklaşım hiç de küçümsenecek bir durum değildir ve başlı başına koca bir ülkenin kalkınması için iyi bir başlangıç noktası olu...

İnşaat, mimarlık ve genel olarak yaşam alanlarımız

Merhaba, Bugünden başlayarak bu köşede sizlerle yaşam alanlarımız hakkında çeşitli bilgiler paylaşacağım. İnşaat sektörünün oldukça geniş ve birçok yan dalı kapsayan bilgilerden oluşan, ülkenin lokomo...

KÖŞE YAZARLARI