BU GİDİŞ NEREYE KADAR?



90’lı yılların sonunda iki binli yılların başında eğitimlerime katılanlara kısa süre içinde cevaplamaları şartıyla bir soru sorardım: “Yakın gelecekte hayatımıza girerek bizi şaşırtabilecek bir gelişme hayal edebilir misiniz?”

Cevap olarak sunulan hayallerin hepsi hayatımızı yakın gelecekte elektronik ortamda oluşacak olan teknolojik gelişmelerin yöneteceği, günlük yaşamımızın kolaylaşacağı, bu gün bizi çok uğraştıran problemlerin artık olmayacağı yönündeydi.

Bir kişi bile yakın gelecekte insanların değişeceğini ön görmemişti.

Aradan çok değil sadece on yıl geçti. Bulunduğumuz konuma iki farklı pencereden bakmakıyorum:

Birinci bakış açısı hayalcilerin haklı olduğunu gösteriyor. Gerçekten de teknolojik gelişmeler üretimden hizmete, pazarlamadan satın almaya, en basit muhasebeden en üst düzey şirket yönetimine kadar tüm segmentlerde hayatımızı kolaylaştırdı.

İkinci bakış açısı karşımıza yeni bir soru çıkartıyor: Pekiyi insanlar son yıllarda neden agresifleşti, kabalaştı, neden hayatımızın her safhasına şiddet hakim oldu?

On yıl önce gelecek hayali kuranlar insan faktörünü hiç düşünmemişlerdi. Teknolojinin akıl almaz bir hızla gelişmesi sonucunda insanlar işlerini robotlara karşı kaybederken alışılagelmiş istihdam yapısı zedelendi ve gözden kaçan faktör ortaya çıktı: iyi eğitilmemiş insanlar işsiz kalmaya mahkum oldular.

Bu olgu özellikle eğitimini yeni tamamlamış gençleri vurdu. İş hayatına atılmaya hazır milyonlarca genç kendilerine verilecek hiçbir iş olmadığını fark ettiler. Olay bizim ülkemizde olduğu gibi dünyanın tüm ülkelerinde de aynı yönde gelişti ancak biz hariç diğer tüm ülkeler bunun tedbirini almıştı. Gençler daha kaliteli eğitime yönlendirildi, yükselen teknoloji sayesinde çeşitlenen iş alanlarında ortaya çıkan uzmanlıklara yönlendirildiler.

Aranızda ülkemizdeki eğitimin iyi olduğunu savunan varsa üniversitelerimizden kaç tanesinin dünya klasmanında üst sıralarda olduğunu araştırmasını rica ederim.

Şimdi gelelim bu olgunun yarattığı sosyal gerçeklere. Sizce aldığı eğitimin iş bulmasına yeterli olmadığını anlayan genç ne yapar. Ailesi kendisine bakamayacaksa ekmek parası için “ne iş olursa olsun” der ve mutsuzluğa doğru ilk adımı atar.

Geçen hafta çok kısa bir İstanbul seyahatim oldu. İnsanları gözlemledim. Gülümseyen bir kişi göremedim. Yıllardır Bodrum esnafına “gülümseyin” diye yazarım, bu sefer İstanbul’dan döndüğümde daha da karamsardım. Bana öyle geldi ki, işi olanlar hayatlarından memnun değil, işi olmayanlar da şiddete başvurmaya çok yakınlar.     

İyimserliğimi kaybetmiş olduğum için devletin bu işi nasıl çözeceğini düşünemiyorum.

Siz ne dersiniz?

Diğer Celal Gürsoy Yazıları

DENİZDEN BABAM ÇIKSA YERİM

Image

“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...

TANK KOMUTANI

Image

TANK KOMUTANI Almanya’da geçirdiğim çok uzun 15 yıl boyunca hem yaşadıklarımdan aldığım tecrübeler, hem de katıldığım eğitimlerden kalan anılar 45 yaşından sonraki hayatımı çok etkiledi. Orada üst düz...


SPOR MEDYASI MI, FUTBOL MEDYASI MI?

Image

Spor ile ilgili olarak medyayı takip edenleriniz farkındadır, şimdi futbol transfer sezonu olduğu için tüm haberler ve yorumlar, transfer olan veya olması hayal edilen futbolcularla ilgili. Antrenörle...


SPOR YAZARI NE YAZAR?

SPOR YAZARI NE YAZAR? Spor yazarı olabilmek için televizyonda maç seyretmek yetmez. Bu ancak belli bir yaş ve saha tecrübesinden sonra olabilir. Yayıncı kuruluşun ekrana taşıdığı görüntülerden yorum ç...


BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ

BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ Bodrum Devlet Hastanesinin önünde park edecek yer yok, halk sıra beklemekten bezmiş. Dert çok. Bodrum Adliyesinde otoparkta yer yok, insanlar sıkıntılı, en basit mal sahib...


TAŞI TOPRAĞI ALTIN OLAN ŞEHİR

TAŞI TOPRAĞI ALTIN OLAN ŞEHİR Şehircilik açısından bir kaos olan İstanbul, yerin altında kendisini bekleyen deprem riski ile Türkiye'nin başına dert açacak gibi gözüküyor. Sosyal hayatın, eğitimin, sa...

KÖŞE YAZARLARI