MAYIS AYI DERT AYI

  • Selçuk Aytimur Selçuk Aytimur
  • Senior Management Consultant/Registered Lead Assessor
  • 07.05.2016

MAYIS AYI DERT AYI

 


Her yıl Nisan yağmurlarının bitmesini dört gözle bekleriz biz. Ama bir türlü bitmez, Mayıs ayının sonuna kadar sürer bazan. Çiftçiler için iyi, bizim gibi bahçesi olanlar için ise problem. Çiftçi ekini için yağmur beklerken, biz bir an önce yağmurlar bitsin de bahçede iş yapmaya başlayalım diye bekleriz dört gözle. Hayat böyle. Birisi için iyi ve gerekli olan diğeri için zararlı ve gereksiz olabiliyor. Toplumsal olarak daha büyük ölçekte baktığımızda da durum aynı.  Ancak, kendimiz için iyi olan toplum için iyi olanla çelişiyorsa sesimizi kesip oturmamız gerekli. Toplum için iyi ve gerekli olmayan hiç bir şey bireyler için iyi değildir ve bunun tersi geçerli değil. 

Geçen yıl Mayıs sonuna kadar bahçeye adım atamamıştık sürekli yağan yağmurlardan; zira bahçe belime kadar gelen ısırganla dolu idi ve bastığımız her yer çamurdu. Bu yıl da ısırgan otundan nasibimizi aldık. Aylarca bol bol yedik. Yağmurlar başlamadan önce bir fırsatını bulup ağaçlara güzelce bordo bulamacı atmayı da becerebildim. Yağmur Nisan başında kesilip de toprak tava geldiği anda da  ısırganlar dahil boy gösteren ne kadar bitki varsa biçtirip  bahçeyi sürdürdük. Güzel oldu.

Güzel oldu, lakin, bahçeyi sürdürmekle iş asla bitmiyor. Onu zaten bir başkası iki günde yapıyor, sen seyrediyorsun. Toprağın sürülmesi bittikten sonra üç gün bekliyoruz ki zararlı otlar kurusunlar, yok olsunlar da yaz boyu görünmesinler tekrar. Sonra da asıl iş başlıyor. Onu da biz yapıyoruz. Onu biz yapıyoruz çünkü birincisi hoşumuza gidiyor, ikincisi ise bedenimizi çalıştırıyoruz ve o da hoşumuza gidiyor. Toprağın sürüldükten sonra tırmıklanıp düzeltilmesi gerekir. Bunu ağırlıklı olarak eşim yapıyor zira benim yaptığımı beğenmiyor; ben de beğenmiyorum. Bir türlü düz bir zemin elde etmeyi beceremedim 4 yıldır. Üstelik, toprak tırmıklanırken tırmığa takılan irili ufaklı taşların da toplanması ve atılması gerekiyor(muş)! Ben bunu da yapmaktan hoşlanmıyorum pek. Bu nedenle, sürülen toprağın tırmıklanarak düzeltilmesi ve taşların toplanması işi eşime ait. Taşların toplanması derken, evin etrafını çeviren 1.5 mt enindeki mermerin üstüne atılan taşlardan bahsediyorum :-) Tırmık yaparken eline gelen tüm taşları oraya atıyor eşim. Daha hızlı oluyormuş böyle ve daha temiz. Olabilir tabii. Ancak bu bana kendimi iyi hissettirmiyor :- ) Zira evi çeviren mermer alanın üstünde biriken taşların toplanması, çuvallara doldurulması ve daha sonra o çuvalların bahçe kapısının önüne taşınması gerekiyor ve bunu da ben yapıyorum. Her çuval 15 kg a kadar çıkabiliyor. Neyse ki artık eskisi kadar çok taş çıkmıyor. Bu yıl 3 torba anca oldu. Taşların taşınmasından sonra da mermerlerin üzerinde biriken toprakların tekrar ait oldukları yere süpürülmesi gerekiyor; o da benim işim.

Bu işler yapılırken ağaçların etrafının çapalanması ve açılması gerekiyor bir yandan da. Bu benim işim. 30 a yakın ağaç var. 2 çam, ceviz ve iki ıhlamuru saymazsak hepsi meyve ağacı. Zahmetli bir iş bu, dalga geçerek yapılacak cinsten bir iş değil. Tırmıktan önce ve sonra tümünün altını çapaladım ağaçların. Yağmurlar başlamadan önce de kabaca düzenleme yapıp birer avuç zirai gübre atmıştım. Bütün sene kümesteki tavukların imal ettiği gübreyi de kullanıyoruz bahçede ama zirai gübre dengeli olduğundan olmazsa olmaz. Artık koyun gübresi, keçi gübresi gibi şeylerden vazgeçtik, zira pek bir faydasını göremedik. Bu sene ağaçlar bayram ettiler zirai gübre ile. Hayvan gübresi daha ziyade toprağı yumuşatmaya yarıyor, besin kaynağı olmaktan çok; en azından bizde öyle oldu. Geçen yıl kullandığımız has keçi gübresinden de pek yarar gördüğümüzü söyleyemem. Toprağı yumuşatmaksa amaç, yıl boyunca sürekli çıkan mutfak sebze artıklarını sürekli olarak toprağı kazıp oraya buraya dağıtarak gömüyoruz tavuk gübresi ile karıştırıp. Biçilen otlar, budanan ağaçların yaprakları, sökülen çiçekler de toprağa geri dönüyorlar gömülerek. Sonbahar sonunda da artık tavukları serbest bırakıyoruz bahçede her yer tavuk gübresi  oluyor. Tavuklar bir numaralı ot biçici olup bundan da yararlanıyoruz. Ancak sebze ve çiçek mevsiminde kendi bahçelerinde kalıyorlar.



Bu yıl domates, biber ve patlıcan fideleri dikildi yine. Salatalık da dikilecek. Sürekli olarak nane de var.  Bunlarla eşim ilgileniyor. Bu da hanımın işi; ince iş zira. Tüm ağaçların ve sebzelerin çiçeklerin sulanması ise benim asli işim. Sebzeleri arada bir eşim de suluyor buralarda olmadığım zaman ama sulama bana ait. Sebzeler bazan her gün, bazan gün aşırı, ağaçlar ise duruma göre haftada bir veya 3 günde bir sulanıyor. Her bir sulama seansı 2 saate yakın sürer. Damlama yapmadık zira ben sebzelerle, ağaçlarla konuşmayı seviyorum. Sulama bunun için bulunmaz fırsat. Su ağacın dibine usul usul akarken yapraklarına, dallarına bakarsın, meyvelerine dokunursun, böcek, hastalık var mı incelersin; bakalım bir derdi varmı ağacın sorarsın; sormazsan söylemez. Sebzeler de öyledir. Yoksa, bas suyu büyüsünler. Konuşmayacağın ağacı neden diktin bahçene o zaman? Alt tarafı 25 ağaç!

Biri Isabel olmak üzere 4 tane de asma var bahçede. Isabel benim için kıymetli bir üzüm. Sevdiğim bir arkadaşımın Gümüşlükteki evinde ilk kez yemiştim. Komşularının bahçesindenmiş. Daha sonra Abdurrahman amca ve Nezahat teyzeyi bir vesile ile ziyaret ettiğimde 4-5 çubuk  kestik ve diktim bahçeye 2013 yılında. Hem de çok ters bir zamanda, sonbahar kış arasında. Pek umudum yoktu zira asma çubuğu Şubat, Mart aylarında kesilir ve dikilir. Ama bu Isabel çubukları 2014 baharında sel gibi yağan yağmurla bahçe göle döndükten sonra Mart ayında uyanıverdi. Asmaların da dipleri çapalandı.  Isabel bu yıl 3 yaşında oldu. Kırmızı, nefis kokusu ve tadı olan bir üzüm cinsi, Karadeniz bölgesine hasmış, Gümüşlük'e nasıl gitti bilmem? Geçen yıl yemekle bitiremedik bu güzel üzümü; komşulara, çocuklara da yetti arttı.

Bahçe, ağaç olunca böcekler ve diğer zararlılar da olmazsa olmaz. Hava kuruyunca ve ağaçlar çiçeklenmeden ilaçlama gerekiyor hepsini. Pek eğlenceli bir iş değil ama olmazsa olmaz. Ballık denen zararlı şeftali, erik başta olmak üzere ağaçları sarınca o yıl meyveyi unutmak, hatta ağaçları kaybetmek söz konusu oluyor. Hepsini çiçek açmadan önce ve daha sonra meyveye döndükleri zaman da ilaçlamayı başarabildim. İkinci ilaçlamayı dün yaptım zira şeftali, erik ve elma açıkça hasta idi. Tabii sadece onları ilaçlamak söz konusu değil, bahçeye zararlı girince hepsini sarma riski var, tüm ağaçlar ilaçlandı. Bu yetmediği gibi evimizin yanındaki artık kimsenin oturmadığı evin bahçesindeki ağaçları da ilaçlamak zorunda kaldım. Zira oradan bize atlıyor bu zararlılar. Zirai ilaç yerine sarımsak, kırmızı biber vs vs vs ile yapılan karışımlardan bahsediliyor bu zararlılara karşı; ancak biz ondan  sonuç alamadık. 

Bahçede sebze yetiştirmeye başladıktan sonra bizim kafamıza bir şey dank etti. Yazmadan geçmeyeceğim. Biz artık kesinlikle pazarda köylü vatandaşlardan sebze alırken pazarlık etmiyoruz. O kadar zahmetli ve riskli bir iş ki sebze yetiştirmek, bunu yapıp da evine para götürmeye çalışan insanlarla  pazarlık yapmaya utanıyoruz. İnsan yaşayınca öğreniyor. İki köyün arasında bizim yaşadığımız yer ve köylü vatandaşlar kendi yetiştirdikleri sebzeleri getirip satıyorlar. Bizim yediğimiz sıcağı, yağmuru, soğuğu onlar da yiyorlar ve biz evde otururken onlar o sebzeleri yetiştirmek için yağmur, soğuk, sıcak demeden çalışıyorlar tarlada.  Emeğe saygı duymak gerekir.

 

 

 

Diğer Selçuk Aytimur Yazıları

Endüstri Mühendisliği ve Kalite Yönetimi

Image

Endüstri mühendisliğine ilişkin daha önceki yazılarımda bizim mesleğin gelişimi ile kalite yönetim sisteminin (bu da benim yıllardır profesyonel olarak yaptığım iş) gelişiminin pek çok kesişim noktası...

Kalite politikası ve kuruluşa dair notlar

Kalite politikası ve kuruluşa dair notlarGeliştirici: Selçuk AytimurYönetim sistemlerine ilişkin standartların bir gereği olarak bir kuruluşun kalite, çevre, iş sağlığı güvenliği veya diğer yönetim si...


ISO 9001 2015 Kalite Yönetim Sistemleri Standardında Dokümantasyon Gereklilikleri

ISO 9001 2015 Kalite Yönetim Sistemleri Standardında Dokümantasyon GereklilikleriISO 9001 2015, bir önceki ISO 9001 2008'e göre büyük farklılıklar içeriyor. O kadar ki, standardın yeniden yazılmış old...


OLASILIKLAR VEYA FEUERZAUBER

OLASILIKLAR VEYA FEUERZAUBERKlasik müziği ve ardından gelen romantik müziği çok severim; operayı da sevmeme rağmen orada pek iyi değilimdir. Yıllar önce kaydettiğim bir müzik parçası bu yüzden benim i...


Müşteri Memnuniyeti Üzerine

MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ ÜZERİNEMüşterisi olsun veya olmasın, ticaret yapan tüm kuruluşların, faaliyetleri, hedeflerine erişmeleri, iş sonuçları üzerinden etkisi olan veya olabilecek olan tüm tarafları dik...


ESKİ ZAMANLAR

ESKİ ZAMANLARBen Bergama'da doğdum. Lakin ne zaman nereli olduğum sorulsa yanıtlamakta zorlanırım. Bergama'da doğmuşum ama Bergama'lı değilim. Nüfus kütüğümde hala Yozgat yazar ancak Yozgatlı da değil...

KÖŞE YAZARLARI